17 Mayıs 2011 Salı

30 faktör




elimi tuttu
içinde ki her neyse
bana aktı
her hücreme uğradı
kendine yer aradı
beynimin ulaşılamayan bir parçasını
buldu sonra
kullanılmamış tozlu bir oda
temizledi
duvarlara biriken anıları astı
milyonlarca öpücükle süsledi
fotoğrafları ciltledi
gözyaşı dolu akvaryumda
hayalleri besledi

sonra bigün
uyandığımda yoktu
fotoğraflarla öpücükleri götürmüş
beslediği hayaller ölmüş

akvaryum taştı
odayı doldurdu
ölü hayaller her yanıma dokundu
perdeleri çekili ufak pencereden
ışık girdi
boşta salınan hayaller
birbirleriyle birleşip ufaldılar
ben tamamen yokolduklarını düşündüğümde
minik bir parıltı gördüm
karanlık suyun ortasında
giderek büyüdü
ayakları, elleri oluştu
yaklaşıp öptüm dudaklarımdan büyük olmayan göbeğini
odanın suyu boşaldı
gözlerini açtı
sarı saçları uzadı
mavi gözleri yeşile döndü
bu ufak güzel kız
boynuma sarıldı
ilk cümlesini kulağıma fısıldadı
'bırakma beni'

sen aslında yoksun
diyemedim
yağmur altında izlediğim
gökdelen inşaatı kadar gerçekti
duran yağmurun ardından
dev vinçlerin arasından gökyüzüne
yükselen gökkuşağı kadar gerçekti

acı içinde, mutsuz, yalnız,
terkedilmiş, öldürülmüş binlercesini
yaşatıyorum beynimde
hepsi mutlu
hepsini anlamaya çalışan biri var artık

gözlerine bakarken
sen yoksun diyemezdim
'bekle' dedim
'ben anneni bulmaya gidiyorum'

bir tafafı sarı, bir tarafı pembe çarşafının
o sarı olanı seviyor
yatırdım yatağına
sarılıp öptüm
ben yokken sıkılmasın diye,
dünyanın tüm pamuk helvalarını
tüm melek kostümlerini, tüm çiçeklerini,
tüm arılarını, karıncalarını,
renklerini, çimenlerini, bulutlarını
ve en sonunda
dünya'da tutunamamış, korkuyla bir sokağın köşesinde
saklanan, küfredilmiş, üstüne tükürülmüş
aşağılanmış halde bulduğum
elimi uzattığım
beynime taşıyıp koruduğum
başkalarının kırık hayallerini de
yanına bıraktım.

kızım, aşkım, ruhum, meleğim,

annen giricek bigün bu kapıdan
o seni diil beni terketmişti
kızma sakın
geçen yıllar için
pişman etme onu

bu dünya karşılığında hiçbişi vermesede
sen herkese sevgini ver
gene de yaşatmazlarsa seni
korkma
senin hayallerini de bulup
sahiplenicekler
onlar
benim türüm
her seferinde yeniden
hep varolucaklar
unutma.


serdar

3 Mayıs 2011 Salı

uyku

şimdi, hemen uyanınca yazmam gerek.. düşünüp değiştirmek istemiyorum.. gördüğüm diğer rüyalar gibi diildi, farklı olduğunu biliyorum, kayıt altında dursun istiyorum.. çözmek, düşünmek, bilmek istemiyorum..

çam ağaçlarının altında yatıyorum, uyuduğumu düşünüyorum(rüyada), uyumuyormuşum.. yerimde doğrulup güneşe bakıyorum, diken yaprakların arasından parlayıp kayboluyor.. boş bir odanın ortasında yatak duruyor, çarşaf biraz dağılmış, yasmin çıplak yatıyor, yüzünü görmüyorum ama o olduğunu hissediyorum.. üşüdüğünü düşünüyorum, üzerini örtüp yatağın yanında duran sandalyeye oturuyorum.. bekliyorum.. yasmin kalkıyor, yüzü duvara dönük duruyor, hala üşüdüğünü düşünüyorum, sarılıyorum.. bana doğru dönüyor biraz, hala yüzünü görmüyorum, kolumdaki çillerin üzerinde gezdiriyor işaret parmağını, o an tanıdığını hissediyorum, yavaşça bana doğru dönüyor, korkuyorum ama bırakmıyorum, kötü bişi olucak diye düşünüyorum, ölücekmişim gibi.. bana sarılıyor sonra, yüzünü hala görmüyorum, yanağını hissediyorum yanağımda, öyle uzun bi süre kalıyoruz, rüya zamanı belki çok kısa ama ben öyle hissediyorum.. uyanıyorum..

şu an öyle üzgünüm ki tarifi yok.. dediğim gibi beynimin bana ne dediğini artık bilmek istemiyorum.. sanırım farkında olduğumdan çok daha fazla özlemişim..