26 Mart 2010 Cuma

gotham city

bu kadar karanlık bi sene daha geçirmemişti istanbul.. en fazla bir-iki gün güneş görür gibi oldum.. gerisi hep karanlık.. renkleri özledim..

ağaçlar bahar geldi sanıp çiçek açtılar, istanbul'a güven olmaz.. sonbahar gibi çiçek döküyorlar şimdi..

dün gece öylesine yürüyüp birilerini izlerken tartışan bi çifte takıldım en çok.. biri uzaklaşıyor, diğeri yaklaşıyor, sonra o uzaklaşıyor.. arada küfredip öpüşüyorlar.. sonuna kadar izlemedim, birbirlerini üzmüşlerdi ama beraber olucaklardı gene, belliydi.. sadece o anın değerini bilmiyorlardı, ona üzüldüm..

bu kadar rüzgarlıda olmazdı istanbul, balkanlardan, ordan burdan gelen tüm hava akımları şov yaptı bu sene..

hatta çöl tozları diye bişide çıktı, güneyden gelen.. yağmur çamur olup yağdı iki gün.. sarımsı grimsi bi havada çamur yağdı.. insanlar arabaları, giydikleri için endişelendi..

ben bunu fırsat olarak görmedim ama genede üstüm tamamen çıplak kalmıştı bi gece, alnımdan kaşlarımın arasına, ordanda gözyaşlarımla karışıp çeneme aktı çamur..

kendimi öyle saçma, öyle garip durumlarda buldum hep altı aydır.. tarlabaşında kestiği kolundaki kanla boktan bi apartmanın kirişine bişiler yazanıda gördüm.. gidip bakmadım ne yazıyor ama garipti..

köprüden geçerken intihar edenide gördüm.. taksinin şöförü "amına koduğum atlıcaksan atla, trafiği siktin" dedi mesela.. denizle arasında 60 metre olan, korkuluklara tutunan adamı düşündüm.. hayatından vazgeçiyordu, birilerine vazgeçtiğini gösteriyordu, birilerini şikayet ediyordu orda durarak.. birilerinin ordan ölüme atladığını bilerek nötr kalamıyorum ben, her geçişimde ölenler aklıma geliyor..

dünya'nın yeterli kaynağı yok.. ama yanlış tarif ediliyor bu.. dünya'nın yeterli duygusu yok.. sen severken bişileri, birilerini, diğerlerinden çalıyorsun bunu,. dünya'nın en büyük kaynak sıkıntısını soyut kavramlarda çekmesi garip.. elle tutulana o kadar bağımlı hale gelmişiz.. köşelere itilip değersizleştirilen birsürü sanat dalı bu boşluğu doldurmak üzerine oluşmuş zaten.. biz bunların tüketilebilir olanlarını kullanıp atıyoruz, her film, her müzik tüketiliyor çabuk..

diğer şeyleri görebilmek için sistemin seni kusması gerek.. kendi gerçekliğini sorguluyorsun, izmaritleri sayıyorsun, binlerce kare dönüyor kafanda, kopuyorsun..

zeki olmakla ilgili diil bu, iq testinden 103 almış adamım ben, normların ölçü biriminde sınıfta kalıyorum..

sevdiğim hiçbişeyi sırf onlar korkup benden vazgeçti diye kaldırıp atmıyorum.. onlara kızmıyorum, sıradan olup farklı numarası yapıyorlar, problem diil.. bigün, gerçekten bundan sıkılınca, planlanan hayat çalışıp arada içmek gibi sınırlanınca, 5-10-20 sene sonra üzerinde izim olan tüm insansılar göğüs kafeslerini kırıp kalplerini sökmek isticekler yerinden..

dünya herzamankinden daha vahşi, insanlar daha aç, ölümler daha acı olucak o yıllarda.. seni hayatta tutucak şeyi sen yıllar önce ağırlık yaptığı için atmış olucaksın ama...

1 yorum:

Adsız dedi ki...

İnsansı.. Seni hayatta tutucak şeyi sen yıllar önce ağırlık yaptığı için atmış olucaksın.. İkisine takıldım, hangisi daha yakın ama,

Yorum Gönder