23 Mart 2010 Salı

insansı

iki tür insan var, çok belirgin..

olmadığı bişi olmaya çalışanlar ve olduğu şeyi inkar edenler..

aslında aynı.. daha çok seçim gibi.. aynaya bakıp seçiyorsun..

aynı yere çıkıyor sonu ama yol farklı.. ilk tür kendisinin kim olduğunu, yababiliceklerini, zekasının sınırlarını unutup hayali bir karakterin peşine takılıyor.. bazen bikaç sene, genelde tüm hayatı boyunca.. bu uğurda duygularını da gözardı edebiliyor.. öyle bir ideale ulaşma isteği ki sonunda ölüceğinin farkında diil..

ikinci tür ilk türün bittiği yerden başlıyor.. "hayır bu olamam" cümlesini kaç kere duyuyorlar kafalarının içinde.. eski hayallerine ve ideallerinede dönemiyorlar.. tanrının olmadığını anlamak gibi.. benim için geçerli diil tabi, doğuştan inançsız olmam başka bi yazı konusu.. "nasıl yani hiç mi inanmadın?".. hayatımın klişesi..

neyse eski hayallere dönemeyince çırılçıplak sıfır kilometre malzeme kalıyor elde.. burda ilk türe dönüp boş bünyeyi doldurmak için yeni hayaller kuruyorsun.. yeni ideal insanın oluyor..

gerçekten hissettiğin bikaç duyguyu yanına alıp sıfırda durmak lazım ama, bu döngüyü kırmalısın.. dünyaya binlerce yıldır dilden dile anlatılan vizyonla bakmak, kısayolları kullanmak, kolaya kaçmak bana göre diil..

pasif olmaktan, hayattan vazgeçmekten bahsetmiyorum..

ilk hayatımda katledildim..

şimdi sıra bende..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder